Hollywood’un altın çağında parlayan yıldızlar arasında adını altın harflerle yazdıran bir isim var ki, güzelliğiyle sadece kameraların değil; aynı zamanda bilim dünyasının da dikkatini çekti.
Hedy Lamarr, sahne ışıklarının arkasında sıra dışı bir zekânın ve yenilikçiliğin gizli kahramanıydı. Hollywood’un parlayan yıldızıyken teknoloji alanında çığır açan bir dehaya dönüşmüştü.
GSM, GPS ve Wi-Fi’ın mucidi olarak bilinen Hedy Lamarr kimdi?
Asıl adı Hedwig Eva Maria Kiesler olarak 1913 yılında dünyaya geldi.
Lamarr’ın hayatı, çocukluk yıllarında başlayan keşfetme tutkusuyla şekillenmeye başladı. Beş yaşında müzik kutularını söküp monte ederek başlayan bu merak, onun ileri yaşlarında da bilime olan ilgisini sürdürmesini sağladı.
Ancak gençlik yıllarında bir oyuncu olarak kariyerine başladıktan sonra, sadece sahne ışıklarının arkasında değil, bilimsel bir gizemi çözmek için de yolculuğa çıktı.
Lamarr’ın yaşamında dönüm noktası, evlendiği Avusturyalı silah imalatçısı Fritz Mandl’den kaçışıyla geldi.
Baskıcı eşi Mandl, Lamarr’ın filmlerde oynamasını da yasaklayarak kendi işinde çalıştırmaya başlamıştı. Bu süre boyunca teknisyen ve mühendislerden silah teknolojisinin inceliklerini kavradı.
1937’de ise tüm servetini yanına alıp kaçtı ve sonrasında önce Londra’ya ardından da Hollywood’a yerleşti. Ünlü oyuncularla 20’nin üzerinde filmde rol aldı. Hollywood onu, “Dünyanın en güzel kadını” olarak tanıyordu.
Lamarr’ın en bilinen başarısı, II. Dünya Savaşı sırasında geliştirdiği frekans atlama (Frequency Hopping) teknolojisi oldu.
Hedy Lamarr ve Fritz Mandl
Bu teknoloji, radyo kontrollü torpidoların düşmanların engellemesinden kaçınmasını sağlayacak bir iletişim yöntemi olarak geliştirilmişti. Lamarr, komşusu George Antheil ile bu sisteme ilk adımları attı.
Teknoloji, savaş sonrasında kablosuz iletişim sistemlerinin temelini oluşturacak “yayılmış spektrum” teknolojisine ilham verdiler. Bu sistemde, sinyal 88 farklı frekans arasında hızla değişir, sadece doğru frekans kombinasyonunu bilenler tarafından anlaşılabilirdi.
Başta zorluklar olsa da George Antheil’in müzikal piyanolar için kullanılan delikli kağıt rulo teknolojisinden esinlenerek geliştirdiği çözüm, telsiz vericisine ve torpidolara entegre edilen benzer rulolar sayesinde frekansı aynı anda değiştirebilmeyi mümkün kılmıştı.
ABD, bu teknolojik avantajı 1962 Küba Füze Krizi’ne kadar kullanmadı ve bu süreçte de patentlerinin süresi dolmuştu.
George Antheil
Fakat 1962’den sonra bu buluş, sonraları kablosuz iletişim sistemlerinin temelini oluşturan “yayılmış spektrum” teknolojisinin temelini attı.
Hedy Lamarr, yaşamının son yıllarında çığır açan icadının hak ettiği takdiri aldı. Elektroniğin Öncüleri Vakfı 1997’de onun patentini keşfetti ve Lamarr’a Elektronik Öncüsü Ödülü verildi. İletişim teknolojisinin evriminde oynadığı rolüne rağmen, bu buluşundan hiçbir gelir elde edemedi ve 2000 yılında Florida’daki hayata veda etti. Lamarr ve Antheil’in bugün Milli Mucitler Onur Listesi’nde isimleri var.